
Genç Kalemlerde bugün
AHENK Projesi kapsamında ilçemizde eğitim gören ve edebi anlamda yazmaya hevesli ve meraklı öğrencilerin seslerini duyurmaları, Alanya’daki okurlarla buluşmaları ve medyada yer almalarını sağlamak amacıyla başlatılan proje çerçevesinde Alanya Kaymakamlığı, Alanya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) arasında işbirliği protokolü imzalanmıştı.
Genç Kalemler projesi ile Alanya’daki farklı okullardan öğrencilerin yazdığı edebi metinler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından oluşturulan komisyonca değerlendiriliyor. Değerlendirmeler sonucu öğrenciler tarafından kaleme alınan eserler, yerel medyada yayınlanıyor.
AHENK projesi kapsamında Alanya Kaymakamlığı’nca hazırlanan Alanya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) ortak olduğu Genç Kalemler Projesi’nin ‘sevgi’ temalı bugün için seçilen eseri:
SEVGİ: İNSANLIĞIN GÖRÜNMEZ KANATLARI
Sevgi… İnsan hayatına dokunan en sessiz ama en güçlü kelime. Dışı sade, içi sonsuz. Kimi zaman bir annenin gözlerinde saklanır, kimi zaman bir çocuğun avuçlarında. Bazen bir tebessümle başlar, bazen hiçbir söz söylenmeden kalpten kalbe geçer. Ama ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın, insanı dönüştüren bir büyü taşır içinde.
Sevgi, insanı insan yapan en temel duygudur. Çünkü kalpte yer etti mi davranışa dönüşür; davranış alışkanlığa, alışkanlık ise dünyayı güzelleştiren görünmez bir güce… Sevgi olmasa insanlar, aynı yöne bakan ama birbirini görmeyen kalabalıklara dönüşürdü. Oysa sevgi insanı durdurur, düşündürür, yumuşatır. Birine yardım etmeyi, bir dostu dinlemeyi, bir yabancıya gülümsemeyi öğretir. Dünyayı değil belki ama bir insanın iç dünyasını değiştirir; o değişim dalga dalga büyür.
Kimi zaman bir çiçeğin toprağı yarıp güneşe ulaşması gibi sevgi de en umulmadık zamanda filiz verir. Kapkaranlık bir anın içinde bile küçük bir iyilik dokunuşu, bir anda insanın içini aydınlatabilir. Belki sevginin en güzel yanı da budur: Umudu çağırması. Çünkü sevgi, her şeye rağmen yeniden başlama cesareti verir insana; en yorgun ruhu bile ayağa kaldırabilecek kadar güçlüdür.
İnsan birine sevgiyle yaklaşınca aslında kendine de bir kapı aralar. O kapıdan içeri giren duygu çoğu zaman huzurdur. Ama huzur bu kompozisyonun değil, sevginin sessiz bir armağanıdır. Sevgiyi doğru yaşayınca huzur, zaten insanın omuzlarına hafifçe konan bir kuş gibi gelir; çok küçük, çok doğal, çok incelikli bir dokunuş olarak.
Sevgi dil ister belki ama kelime istemez. Bazı duygular yalnızca bakışlarla anlatılır; bazı yaralar tek bir dokunuşla iyileşir. Bir dostun elini tutmak, bir yaşlının koluna girmek, birine “İyi ki varsın” demek… Bunların hepsi, hiç fark etmeden yaşadığımız ama sessizce dünyayı ayakta tutan küçük sevgi anlarıdır. Bir araya geldiklerinde ise insanlığın tarihini değiştirecek kadar büyük bir güç oluştururlar.
Bazen düşünüyorum: Hepimizin kalbinde görünmeyen bir bahçe var aslında. Bu bahçede yeşeren her çiçek sevginin farklı bir hâli. Birini affetmek bir çiçektir; birine değer vermek başka bir çiçek… Kırıldığında susmak değil, anlayarak konuşup o çiçeğin tekrar filizlenmesine yardımcı olmak da bir çiçektir. Bu bahçeyi kurutan şeyler de vardır elbette: kibir, öfke, bencillik… Ama sevginin toprağı iyileştiren bir gücü vardır; kurusa bile bir damla merhametle yeniden çiçek açar.
Bugün dünyada eksik olan en büyük şey belki de sevgidir. Çünkü sevgi varsa insanlar birbirini duyar; sevgi varsa çocuklar güvenle büyür; sevgi varsa insanlar aynı ekmeği paylaşmayı bilir. Ve en önemlisi sevgi varsa insan kendini yalnız hissetmez. Bir kişinin kalbine dokunabilmek bile koca bir hayatı değiştirebilir.
Kısacası sevgi sadece bir his değildir; bir insanın diğerine bıraktığı en değerli izdir. O iz yıllar geçse de silinmez. Sevmek cesaret ister, emek ister, sabır ister ama karşılığı her zaman insanın yüreğine dönen bir ışık olur.
Belki de hayatın tüm sırrı şudur: İnsan dünyaya büyük işler yapmak için değil, küçük sevgilerle büyük kalpler oluşturmak için gelir.







